Blogger tarafından desteklenmektedir.
RSS

Bodrum Bodrum



Yokuşbaşına geldiğinde Bodrum'u göreceksin.
Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin.
Senden öncekiler de böyle idiler.
Akılarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler.

Halikarnas Balıkçısı

Bodrum'a ailem yerleşeli 33 sene olmuş. Tabi bu süre sırasında Bodrum'un tüm evrimine şahit olan ben, bugün ki haline baktıkça yine de yaşanılası en güzel yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. Eskiden klimasız kapısı açık otobüsler yerini 1 saatlik uçak seyehatlerine bıraksa da, yılda en az bir kez arabayla gidip Susurluk'ta, Manisa'da, Bafa'da durmadan edemiyorum. Belki bir yazımda da İstanbul-Bodrum yol mekanlarını yazarım size.

Gezip-Görün

Şehre girer girmez sizi Cevat Şakir'in yukarıdaki dizelerinin yazılı olduğu tabela ve Bodrum Kalesi karşılıyor. Daha sonra anayol ve sırasıyla Bardakçı, Gümbet, Bitez, Ortakent vs...Bodrum bir yarım ada. Tüm koyları tek tek dolaşmadan önce adanın etrafını yaklaşık 1 saate dolaşmanızı öneririm. Böylelikle detaya girmeden tam bir Bodrum turu yapabilirsiniz. Garajdan her yere kalkan minibüs sistemi son derece gelişmiş. Ancak bu sıcaklarda zor derseniz en ekonomik olanı araba kiralamak.

Pazartesi hariç her gün açık olan Bodrum Kalesi 1500'lü yıllardan bu yana ayakta. St.Jean Şövalyeleri'nin kalesi olarak bilinen Bodrum Kalesi'nde  manzaraya hakim 4 kule bulunmakta. Cam Batığı ve Karya Prensesi Ada ek ücret verilerek girilen salonlar arasında ancak mutlaka görülmeli. Kaleyi gezmek için sabah erken saatler ya da yaz hariç diğer mevsimler önerilir.
Yaz mevsimi boyunca konserler düzenlenen Antik Tiyatro ise yine kale manzarasına hakim konumda, ana yol üzerinde bulunduğundan kolaylıkla gezilebilir. Eğer yazın denk geliyorsanız mutlaka bir konser izleyin, özellikle de MFÖ'ye denk geldiyseniz şanslısınız.

 Bodrum'un popülaritesine zamanında katkıda bulunmuş isimlerden biri olan Zeki Müren'in evi Bodrum'un ilk diskolarından biri olan Halikarnas'ın tam arkasında yer alıyor. Müze ev olarak kullanılan yapı, bahçesinde heykeli ve arabası, evin içinde çalan şarkılar, dolaptaki son derece avangart kıyafetleriyle her daim canlı tutuluyor.

Yemek-İçmek

Karın doyurmak için Bodrum'da onlarca alternatif var. Öncelikle bir kaç şık alternatife bakmak gerekirse, taze balık, şahane meze ikilisini beraber bulacağınız Bodrum Marina'nın karşısında yer alan Gemibaşı için mutlaka rezervasyon gerekiyor. Tüm Bodrum ayaklarımın altında olsun derseniz ana yol üzerinde şehir merkezinden uzaklaşmadan Oasis arkasında yer alan Kafe Daki'ye gidebilirsiniz. Canlı müzik eşliğinde dünya mutfağından bir çok seçenek yer alıyor.
Şehir içinde Balık Çorbasını kesinlikle tavsiye edebileceğim Körfez Restoran yine sahil şeridinde, limanın karşısında yer alıyor. Yaz kış açık olan Körfez, kışın öğlenleri tercih edilmesi gereken yerlerden biri. Bodrum Marina'nın tam karşısında yer alan Sünger Pizza'nın tüm yemekleri çok kalitelidir. Bodrum'a özgü Çökertme Kebabı yemek için ilk adrestir.
Öğlen yemeği için bir başka seçenek yaz kış açık olan ancak pazarları kapalı olan Kısmet Lokantası. Anayolda Konacık  üzerinde olan esnaf lokantasının günlük tabldot yemekleri bir şahane. Özellikle ayva-kabak tatlısı yemek için bile gidilir. Erken gitmekte fayda var, öğlen saati geçince yemekler tükeniyor.

Gelelim efsanevi Bitez Dondurmamıza. Anlatarak zaman kaybetmeyelim. En kısa zamanda gidip yemenizi tavsiye ederim. Diyabetik seçenekten, bodrum mandalinasına; kanyaklı çikolatadan, sakızlısına kadar her biri ayrı güzel. Hem bol çeşit hem taze hem de yapay aroma ve şeker içermiyor. İçindeki malzemenin şekeri neyse o kullanılıyor. Bu yaz Bitez dışında Yalıkavak'ta da şubesi olduğunu gördüm.
Dondurmadan bahsedince bir Bodrum klasiği olan Penguen'i de anmadan geçmemek lazım. Karadut, Balbadem ya da kivi kup tercih edebilirsiniz.

Deniz-Plaj 

Bodrum'un 3 tarafı denizle çevrili. Aslında bu durumda gidip şuradan denize girin demek garip olur ama her yaz binlerce kişinin hücum ettiği plajları düşününce elbet daha bakir kalmış, daha temiz yerleri tercih etmek daha mantıklı olacaktır. Eğlencenin dibine vurduğunuz, parti mekanı plajları tercih edecekseniz tabi ki adres Türkbükü. Divan Palmira, Ship a Hoy en ünlülerden; Maça Kızı ise en eskilerden biri. Tabi o zamanlar beach değildi. Kısaca plaj/pansiyon deniliyordu. Türkbükü'nde güneşlendiğiniz plajda yemek istemezseniz en güzel alternatif mantıcı, çiğ börekçi Hoca'nın Yeri. Yalıkavak'ta denizi en güzel plaj Xuma, Bitez'de ise Sarnıç. Ayrıca Sarnıç'a sadece öğlen yemeğinde çıkarttığı yoğurtlu yaprak sarma için de gidilebilir.
Gelelim nispeten daha sakin yerlere. Yarımadanın şehir merkezine göre tam arka tarafında kalan Akyarlar, Meteor koyunun denizi hem temiz hem muhteşem. Bodrum'un ünlü türküsü Çökertme'den de bileceğiniz Aspat koyunda yer alan ve Azmak Çayı'nın hemen yanına kurulmuş Aspat Beach sıcak günlerde bile gündüz rüzgar esintisiyle oturmanızı sağlıyor. Billur gibi bir deniz ancak yemek menüsü çok geniş değil maalesef.
Bodrum'a geldiğinizde tekne turuna çıkmadan gitmek olmaz. Az kişiyseniz Bodrum Liman'dan ya da Gümbet'ten kalkan günlük tur teknelerini tercih edebilirsiniz. Klasik Tur olan; Akvaryum, Aspat, Meteor, Karaincir, Kargı(Camel Beach) turu güzel ancak kalabalık ve sıklıkla karaya çıktığınız bir tur. Tam aksi tarafa Orak Adası'na giden turlarda, Bodrum'da Maldiv havası yaşama şansınız var. Hele de kalabalıksanız kendinize tekne tutup istediğiniz turu oluşturabilirsiniz. SeaGarden Yalıçiftlik'ten kalkan Mustafa ve Filiz Kaptan'ın teknesi hem temziliği hem de yemek kalitesiyle son derece uygun.

Alışveriş

Bodrum'da alışveriş demek semt pazarları demek. En güzeli Perşembe Yalıkavak. Cumartesi de Turgutreis. Yalıkavak pazarında hem kendinize otantik kıyafetler, takılar alabilir, hem de çok çeşitli ve ucuz fiyata hediyelik eşya bulabilirsiniz.
Türkbükü sahil butikleri ve Yalıkavak Marina da gezebileceğiniz lüks seçenekler arasında. Akşam saatlerinde Türkbükü'ndeki takı tezgahları gerçekten çok keyifli oluyor.
Büyükşehir AVM'lerini aratmayacak çeşitte mağazaya sahip Oasis, Bodrum'un tek alışveriş merkezi. Ancak yatay konumuyla mimari olarak gözü rahatsız etmiyor. İçinde aradığınız tüm mağazaları, kozmetik ve dermokozmetik eczane ürünlerini bulabileceğiniz yerler var.

Bodrum'u yazın doya doya gezmek için bir hafta gerekli. Ancak döndüğünüzde mutlaka yorgun olacaksınız. Kışın ise perşembeden izin almak yeterli ancak dönmek istermisiniz onu bilemem :))
Siz şehirden kopamam ama Bodrum'un da yeri ayrı diyorsanız eğer özlem gidermenin en güzel yolu MFÖ. Bu yazıdan sonra Bodrum Bodrum iyi gider...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yaz mevsiminde Bozcaada-Tenedos

Yeni bir konuyla yeni bir bloğa başlarken, hayatımda yer etmiş, en çok sevdiklerimden biri olan ve hakkında yazacak bir çok konu olan Bozcaada'yla başlamak istedim.
İkisi yaz ikisi kış olmak üzere tam dört kez uğradığım Bozcaada'dan her seferinde farklı notlar alarak döndüm.
En günceli yaz seyahatim olduğu için bu yazıda sizlerle "Yaz mevsiminde Bozcaada" notlarımı paylaşacağım.

Ulaşım

Hem Tekirdağ hem de Bursa üzerinden ulaşabileceğiniz Geyikli Vapur İskelesi'nden kışın daha seyrek yazık ise neredeyse saat başı arabalı vapurlar kalkmakta. Gestaş Deniz Ulaşım sayesinde adaya 30dk'da ulaşabiliyorsunuz. Ancak yaz mevsiminde meydana gelen devasa 2 saatlik kuyrukları göze alıp yola çıkmanızı tavsiye ederim.


İstanbul'dan gelen biri olarak Tekirdağ-Keşan yolu üzerinden, Gelibolu-Lapseki arabalı vapur hattını kullanarak Anadolu tarafına geçmek, ardından Geyikli Vapur İskelesine ulaşmak en çok tercih ettiğim yol.Gelibolu'dan Lapseki'ye geçmek için yine Gestaş'ın internet sitesinden faydalanabilirsiniz. Bozcaada kuşbakışı haritadan yakın gibi gözükse de uzak; ancak gittiğinizde iyi ki buradayım dedirten bir yer.

İlk Karşılaşma

İşte adaya yanaşır yanaşmaz sizi karşılayan o güzel manzara "Bozcaada Kalesi". Çeşitli zamanlarda yağmaya maruz kaldığı için kale adaya yerleşen her medeniyet tarafından onarılmış. Ancak içerisinde birkaç mezar taşı ve amforalardan oluşan müze dışında herhangi bir kalıntı yok. Yine de tarihi dokuyla başbaşa kalmak, sıcak yaz gününde esen rüzgardan faydalanmak ve manzara fotoğrafı çekmek için mutlaka ziyaret edilmeli derim.



Konaklama

Adada konaklamak için en güzel butik oteller yaz başından rezerve ediliyor. Ancak pansiyon ararsanız onlar da butik oteller kadar güzel. Benden tavsiye, bayram gibi durumlarda 2 ay, yaz tatili için de 1 ay önceden rezervasyonunuzu yaptırın.
Ben her gittiğimde Rum Mahallesinde kalmayı tercih ediyorum. Hem ada dokusuna çok daha uygun, hem de merkeze yakın. Tavsiye edeceğim oteller sade ama şık ortamıyla 9 Oda, masal evi gibi görünüşüyle Aliki ve önünden denize girme imkanı olan Kaikias. Ayazma Plajının yoğunluğundan kaçmak için Kaikias'ın Plajı'ndan kaleye karşı hem de şehir merkezinde denize girme imkanını mutlaka değerlendirin. Bozcaada'ya giderken en sık baktığım site Bozcaada Rehberi'ne siz de mutlaka göz gezdirin. Konaklayacak daha bir çok güzel otel için yardımcı olacaktır.

Yemek-İçmek

Rezervasyon konusunda mutlaka dikkat etmeniz gereken konulardan biri de yemek. Adaya vardığınız andan itibaren tüm yemek yiyeceğiniz yerleri belirleyip rezervasyon yaptırmakta fayda var. Rum mahallesindeki restorantlar limandakilerle kıyaslandığında hem servis kalitesi hem de yiyecek çeşitliliği açısından daha avantajlı. Üstelik ambians olarak çok daha eğlenceli. Kendinizi bir anda bir yunan adasında zannedebilirsiniz. Biz yemeklerimizi Lodos, Sandal ve Simyon'da yedik. Çok da memnun kaldık. Özellikle Sandal'da yediğim Sakızlı Enginar hala aklımda. Bir de bahsetmeden geçemeyeceğim Ada Cafe var ki, şekerli sevenler için Gelincik Şerbeti, benim gibi şekerle arası çok iyi olmayanlar için de Koruk Suyu şiddetle tavsiye edilir. Bir öğlen yemeğinizi de mutlaka burada geçirmelisiniz.
Adada her yer malum sakız tadında. Sakızlı bademli kurabiye, Sakızlı Türk Kahvesi ve Sakız Reçeli alınmadan gelinmeyecekler arasında. Özellikle Çiçek Pastanesi'nin sakızlı bademli kurabiye saatine denk geldiyseniz, sıcak yeme imkanınız var demektir. Yemeden sakın dönmeyin.
Uğramaktan çok hoşlandığım birkaç yerin de üzerinden geçmeden edemeyeceğim. Kale arkasındaki Martı Restorant denize sıfır konumuyla bu yaz hem öğlen yemeyi yiyip hem de denize girme imkanı sağladığı için favorilerim arasına girdi. Bakkal ise ada mutfağının aksine daha Akdeniz Mutfağı menüsü ve güzel ortamıyla ilgi çekici yerlerden biri.

Deniz-Plaj

Bozcaada ve deniz yanyana gelince Ayazma Plajı'ndan bahsetmemek olmaz. İlk görüşte uçsuz bucaksız bir kumsal olarak bayıldığınız, sonrasında suya girince donduğunuz ama ikinci girişte ben cennettemiyim diye sorduğunuz bir yer Ayazma. Araç probleminin önüne geçmek için çok sık Kale'den Ayazma'ya  minibüs kalkıyor. O yüzden plaja minibüsle gelmenizi tavsiye ederim. Tabi erken saatte. Yoksa plajda yer bulmak pek mümkün olmuyor.
Ben güneşe tahammül edebilen bir insan olmadığım için yarım saatte bir denize girmeyi tercih ettim. Çünkü maalesef bu yaz duş imkanını plajdan kaldırmışlar. Ancak yukarıda restorant tarafında duşa girebiliyorsunuz. Ya da benim gibi serin serin oturuyorsunuz. Sıcaktan çok bunalınca plajın üzerinde yer alan yolun karşı tarafındaki mekanlarda gölgede oturmak da mümkün. Yerli turist grupları geldiğinde çok uzun süre oturamasanız da, plajda güzel yemek için tüm mekanlarda taze günlük zeytinyağlı, balık, börek ve köfte bulunmakta.

Alışveriş

Bozcaada'ya gelip de burayla bütünleşmiş eşyalardan ve hediyeliklerden almamak mümkün mü?
Çarşamba günü adanın pazarı. Tam meydandaki caddeye kurulan pazardaki üzümler bakmadan geçilecek gibi değil. Adaçayı, kekik ve bal da almak mümkün. Adaya özgü domates reçeli mutlaka denenmeli. Ben bol bol hediyelik olarak Gökçeada'nın yağmur suyuyuyla doğal olarak yapılan sabunlarından aldım. Markası İmroza. Tarçınlı olan favorim oldu. Tasarım bebeklerin olduğu köşedeki tezgah ve incik boncuklar gerçekten göz alıcı. Dükkanların tezgahlara göre daha pahalı olduğunu hatırlatmakta fayda var. Orjinal şeyler bulabileceğiniz bir dükkan olan Bozcaada Biz, şarap takıları ve aksesuarları satıyor. Tirbüşon yaka iğneleri, kadehten küpeler, üzümden kolyeler, hepsi birbirinden yaratıcı. Kale arkasında bulunan Naciye Butik'ten tasarım elbiseler, fularlar almak mümkün. El emeğini düşünürseniz fiyatlar makul. En azından bir şal alın derim.
Neredeyse tüm dükkanlarda bulabileceğiniz rengarenk Narlar gerçekten çok dekoratif. Büyük şehirlerde satılanlara göre de çok hesaplı. Tüm kış evinizde adadan bir hatıra olsun. Biz baktıkça, seneye bir daha gitmek için gün sayıyoruz.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS